TBatı Thrace’da yaşayan Türk azınlık, Yunanistan’ın eğitim politikalarına dayanan temel haklarından birini – anadillerinde eğitim hakkı – kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
Son yıllarda, azınlık okullarının sistematik olarak kapatılması, bu sürecin kazara değil, kasıtlı bir devlet politikası olduğunu göstermektedir.
Karere, Mehrikos ve Hasanlar köylerindeki son kapanışlar bu yaklaşımın devam ettiğini gösteriyor.
Türk Dışişleri Bakanlığı, Türk Azınlığın Batı Tahta’daki eğitim ve dini özerklik haklarının garanti edildiğini açıkça vurguladı. Lozan Barış Antlaşması.
Lausanne Antlaşması 1923’ün ön kapağı. (QDL aracılığıyla fotoğraf)
Bakanlık, Yunanistan tarafından yapılan okul kapanışlarını “düşük öğrenci sayıları” bahanesi altında azınlık haklarının ihlali olarak görüyor.
Dostluk Eşitliği Barış Partisi (DEB) Genel Başkan Cigdem Asafoglu bunu bir girişimde buluyor kültürel asimilasyon.
Bu uygulamaların sadece eğitim üzerinde değil, aynı zamanda kimlik ve aidiyet duygusu üzerinde de yıkıcı etkileri olduğunu söyledi.

Ismet Paşa (Inonu) (İmza, Sol), 1921’den beri Türkiye Dışişleri Bakanı ve Yunan Başbakanı Eleftherios Venizelos (imza, sağ), Lausanne Antlaşması’nın 31 Ocak 1923 tarihinde nüfus transferi üzerine imzalanması. (Pinterest üzerinden fotoğraf)
Tarihsel Arka Plan – Lausanne Barış Antlaşması ve Azınlık Hakları
Türk azınlığının Batı Trakya’daki hakları, 1923 Lozan Antlaşması tarafından uluslararası hukuk kapsamında tanımlanmıştır.
40 ve 41. Maddeler, azınlıklara kendi dillerinde eğitim alma ve okullarını kurma hakkı vermektedir.
. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Bu hakların Batı Trakya’daki Türk azınlığı için bağlayıcı olduğunu ve Yunanistan’ın bu yükümlülükleri yerine getirmediğini açıkça belirtti.

24 Temmuz 1923, sayfa 31, 40-41-42. (QDL üzerinden fotoğraf)
Lozan Antlaşması İlgili Hükümleri
- Madde 40: Azınlıklar, kamu hizmetlerine eşit erişme ve kendi dillerinde eğitim alma hakkına sahiptir.
- Madde 41: Azınlıkların kendi okullarını kurma ve yönetme hakkı vardır.
Bu hükümler, Batı Trakya’daki Türk azınlığı için özel bir statü oluşturmaktadır.
Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan değerlendirmeler
- Azınlık okullarının Yunanistan tarafından kapatılması, “Lozan Antlaşması hükümlerinin aksine” açıkça eleştiriliyor.
- Bakanlık bu kapanışları “eğitim özerkliğinin ihlalleri” olarak tanımladı; Ancak, “asimilasyon” terimi doğrudan kullanılmamaktadır.
- Bununla birlikte, Yunanistan’ın uygulamalarını “azınlık haklarının aksine” olarak tanımlayarak Türk azınlığın kültürel kimliğini koruma ihtiyacını vurguladı.
Saha uygulamaları
2002 yılında Batı Trakya’da yaklaşık 230 Türk azınlık ilkokulu vardı, ancak 2023 yılına kadar bu sayı 90’ın altına düşmüştü.
“Düşük öğrenci sayıları” kapanmanın nedeni olarak belirtilirken, yeterli öğrencilere sahip bazı köylerin hala operasyonel okulları yoktur.
Deb Partisi Başkanı Cigdem Asafoglu bu durumu “asimilasyon projesi” olarak nitelendirdi.
Yıl | Okul Sayısı |
---|---|
2002 | ~ 230 |
2010 | ~ 150 |
2020 | ~ 110 |
2023 | <90 |
Mevcut Durum – Okul Kapanışları ve Tepkileri
Batı Thrace’daki Türk azınlık okulları son yıllarda Yunanistan tarafından “düşük öğrenci sayıları” bahanesi altında kapatılmıştır.
Bu uygulama sadece bireysel köyleri değil, aynı zamanda bölgedeki eğitim altyapısını da etkiler.
2002 yılında yaklaşık 230 olan Türk azınlık ilkokullarının sayısı 2023’ten itibaren 90’ın altına düştü.
2023 ve 2025 yılları arasında kapandı
- Kardere Village İlköğretim Okulu
- Mehrikos Village İlköğretim Okulu
- Hasanlar Village İlköğretim Okulu
Bu kapanışlar yerel topluluklardan ve azınlık temsilcilerinden gelen tepkilere yol açtı.
Deb Partisi Başkanı Cigdem Asafoglu kapanışları “asimilasyon projesi” olarak nitelendirdi ve bazı okulların yeterli öğrenci sayılarına rağmen kapalı kaldığını ve bunun pedagojik değil, politik bir karar olduğunu belirtti.
Yunan yetkilileri kapanışları “geçici” olarak tanımlar ve öğrenci sayıları artarsa okulların yeniden açılabileceğini iddia eder.
Bununla birlikte, geçmişte Musakoy ve Haci Mustafa köylerindeki benzer durumlar, yeterli öğrenci sayılarına rağmen okulların kapalı kaldığını göstermiştir.
Bakanlık, Lozan Antlaşması’nın eğitim özerkliği hükümlerini ihlal etmek için okul kapanışlarını düşünür ve bu konuyu uluslararası platformlarda düzenli olarak gündeme getirir.
Eğitim hakkının ihlali, azınlık kimliğinin korunması için ciddi bir tehdit olarak kabul edilir.
Türkiye’nin resmi pozisyonu – Diplomatik, yasal müdahale
Dışişleri Bakanlığı, Türk azınlığının Batı Trakya’daki eğitim ve kültürel haklarının Türkiye-Greece ilişkilerinin temel bir unsuru olarak korunmasını görüyor.
Bakanlık, Yunanistan’ın Lozan Antlaşması’nın açık hükümlerinin aksine okul kapanışlarını ele alıyor ve konuyu uluslararası hukuk çerçevesinde gündeme getiriyor.
Bakanlığın temel vurgusu
- Batı Thrace’daki Türk azınlığı, Lausanne Antlaşması’nın 37-45. Maddeleri uyarınca özel bir statüye sahiptir.
- Eğitim özerkliği bu statünün temel bir unsurudur ve Yunanistan’ın bu hakkı ihlal etmesi açıkça vurgulanmaktadır.
- Okul kapanışları, Lozan ile tutarsızlıklarını vurgulayarak “azınlık haklarının ihlali” olarak tanımlanır.
- Türkiye, bu ihlalleri AB, Avrupa Konseyi ve AGİT gibi uluslararası platformlarda düzenli olarak gündeme getiriyor.
Türkiye, Batı Tahta’daki Türk azınlığın haklarını korumak için ikili görüşmelerde sürekli olarak bu konuyu gündeme getiriyor.
Yunanistan’ı uluslararası insan hakları mekanizmaları ve izleme çağrıları altındaki yükümlülüklerini hatırlatıyor. Bakanlık, Batı Trakya’daki gelişmeleri yakından takip ettiğini ve azınlıkta durduğunu açıkça belirtti.
Türkiiye, Yunanistan’ı Lozan Antlaşması’na ve azınlık haklarını ihlal eden son uygulamalara tam olarak uymaya çağırıyor.
Ankara, eğitim hakkının kültürel kimliği korumak için gerekli olduğunu ve ihlallerin bölgesel barış ve istikrar için risk oluşturduğunu vurguladı.
Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Boyutu
Türk azınlık okullarının Batı Trakya’daki kapatılması, sadece ikili ilişkiler bağlamında değil, aynı zamanda uluslararası hukuk ve insan hakları altında da ciddi bir ihlal olarak kabul edilmektedir.
Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’ın uygulamalarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Lausanne Antlaşması da dahil olmak üzere birçok uluslararası yükümlülüğe aykırı olduğunu vurguladı.
Uluslararası normları ihlal etti
- Lausanne Antlaşması (1923): Eğitim özerkliğinin açık bir şekilde tanınması ve azınlıkların okul kurma hakkı.
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS):
- İnsan Haklarının Korunması ve Temel Özgürlükler Sözleşmesi Protokolü Madde 2 – Eğitim Hakkı
- Madde 9 – Din Özgürlüğü
- Madde 14 – Ayrımcılığın Yasağı
- BM Azınlık Hakları Bildirgesi (1992): Azınlıkların kültürel kimliklerini koruma ve geliştirme hakkını garanti eder.
Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi’nin bazı üyeleri Batı Tahta’daki azınlık haklarının ihlallerine dikkat çekti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHS) Batı Trakya’daki Türk azınlığı ile ilgili davalarda, özellikle de dernek ve mülkiyet hakları özgürlüğü ile ilgili olarak, uluslararası hukukla tutarsızlıkları vurgulayarak Yunanistan’a karşı karar vermişti.
Türkiye, Yunanistan’ın ASTE, Avrupa Konseyi ve BM’deki azınlık politikalarını düzenli olarak gündeme getiriyor
Bakanlık, Batı Trakya’daki gelişmeleri uluslararası insan hakları mekanizmaları ve izleme çağrılarıyla paylaşıyor.
Okul kapanışları, çocukların anadillerinde eğitim hakkını etkili bir şekilde ortadan kaldırarak kültürel kimliğin kuşaklararası bulaşmasını engeller.
Eğitim hakkının ihlali sadece bireysel sıkıntıya değil, aynı zamanda toplumsal kimlik erozyonuna da neden olur.

Batı Thrace Türkleri 25 Eylül 2023’te Xanthi, Yunanistan’da kırmızı kartlar ve afişler düzenliyor. (AA fotoğrafı)
Hakları korumak için ortak sorumluluk
Türk azınlık okullarının Batı Trakya’daki kapatılması sadece yerel bir eğitim meselesi değildir; Uluslararası hukuk, insan hakları ve bölgesel istikrar için ciddi etkileri vardır.
Lausanne Antlaşması’ndaki açık hükümlere rağmen, Yunanistan’ın azınlık eğitimini sistematik olarak azaltma, kuşaklararası kültürel kimliğin kuşaklararası bulaşmasını tehdit ediyor.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı bu uygulamaları Lozan ile aykırı olarak değerlendirir ve azınlık haklarını korumak için uluslararası platformlarda diplomatik girişimler yapar.
Eğitim özerkliği sadece pedagojik bir hak değildir; Bir topluluğun varlığını sürdürmesi için bir araçtır.
AB, Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler gibi kurumlar Yunanistan’ın azınlık politikalarını yakından izlemeli ve Yunanistan’ı yükümlülüklerini hatırlatmalıdır.
Öncesi AİHS Kararlar son vakalar için emsal ve rehberlik sağlar.
Lausanne Antlaşması’na tam uyum sağlanmalı ve azınlık okullarının özerk yapısı eski haline getirilmelidir.
“Düşük öğrenci sayıları” ile haklı olan kapanışlar pedagojikten daha politiktir ve yeniden değerlendirilmelidir.
Batı Tahta’daki Türk azınlığın sesi sadece diplomatik kanallar aracılığıyla değil, aynı zamanda medya, akademi ve sivil toplum aracılığıyla da duyulmalıdır.
Eğitim hakkı kimlik hakkıdır. Bu hakkı savunmak evrensel değerleri savunmakla eşdeğerdir.