Lahor dijital sanatın yaşayan bir tuvali haline geldi


Lahor, teknolojinin havalı kuralları ile insan sanatının sıcaklığının birleşimi olan bu konsepti hayata geçiriyor. Geçtiğimiz günlerde düzenlenen ‘Nefes Algoritması’ veya ‘Nefes Algoritması’ başlığıyla dördüncüsü düzenlenen Lahor Dijital Sanatlar Festivali (LDAF), şehri hareketli bir tuvale dönüştürdü. Fransa, Kanada, İngiltere gibi farklı ülkelerden sanatçıların katılımıyla gerçekleşen bu festival, sadece bir teknoloji sergisi değil, iklim krizine ve insanlığa güçlü bir sanat çağrısıydı.

Festivalin temel felsefesi şuydu: Algoritmalar sadece soğuk kod değil, insanları ve fikirleri birbirine bağlayan canlı bir sistemdir.

Festivalin iki küratörü Nazamul Assar ve Sarah Rajpar, teknoloji aracılığıyla bölünme değil diyalog yaratmayı amaçlıyor. Onlara göre sanatçılar dijital ortamı yalnızca iktidarı eleştirmek için değil, aynı zamanda işbirlikçi bir geleceğin hayalini kurmak için de kullanıyor.

Festivalin öne çıkanlarından biri de Lahorlu sanatçılar Fazor Faisal ve Huzaifa Ahmed tarafından yaratılan ‘Havadan Hafıza’ydı. Enstalasyon, şehrin 2020’den 2025’e kadar olan hava kalitesi verilerini görselleştiriyor. İzleyicinin çevreye karşı kolektif sorumlulukları hakkında düşünmesini sağlıyor.

Uluslararası sanatçıların katılımı da görülmeye değerdi.

Fransız sanatçı Mikhail Margolis festivalin organizasyonuna övgüde bulunarak festivalin ‘birçok festivalden daha iyi’ olduğunu söyledi. UNESCO kültür uzmanı Cristina Menegazzi, ‘Kültür hakkı, ruhlarımızı besleyen ve bizi birbirimize bağlayan bir insan hakkıdır’ dedi.

Festival sadece sanatla sınırlı kalmadı, yapay zeka etiği ve iklim krizi gibi önemli konuları da gündeme getirdi. Özellikle Lahor gibi şehirlerin sık sık dumandan muzdarip olduğu Pakistan gibi bir ülkede, olay zamanında gerçekleşti. Festival, sanat, teknoloji ve ahlakın bir araya getirilmesiyle sürdürülebilir değişimin nasıl sağlanabileceği sorusunu gündeme getirdi.

Sonuçta Lahor yalnızca ev sahibi şehir değil aynı zamanda sanatın, hayal gücünün ve dijital inovasyonun yaşayan bir tuvali haline geldi. ‘Nefes Algoritmaları’nın kanıtladığı gibi, bu veri ve algoritma çağında insanlığın, empatinin ve yaratıcılığın hâlâ bir yeri var.

Scroll to Top