TDolmabahçe Sarayı’nda açılan “Uluslararası Sempozyum: Milli Sarayların Yüz Yılı”, Türkiye’nin saray-müze kurumlarının öyküsüne adanmış üç günlük bir program için akademisyenleri ve miras uzmanlarını bir araya getirdi. Şti. tarafından düzenlenen etkinlik Milli Saraylar Başkanlığıülkenin en önemli tarihi konutlarını korumak amacıyla kurulan örgütün 100. yıldönümünü kutluyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım 2025’te İstanbul’da düzenlenen “Uluslararası Sempozyum: Milli Sarayların Yüzyılı”nda görüntülü mesaj dağıtıyor. (AA Fotoğraf)
Cumhurbaşkanlığı mesajında Osmanlı mirasından modern yöneticiliğe kadar süreklilik vurgulanıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sempozyuma video mesajla hitap ederek, programın verimli geçmesini diledi ve Milli Saraylar Başkanlığı’nı 27 ülkeden uzmanları bir araya getirdiği için tebrik etti.
Altı asır boyunca üç kıtada geniş bir coğrafyaya hükmeden Osmanlı Devleti’nin, geride camiler, köşkler, medreseler, saraylar gibi bugün tüm ihtişamıyla ayakta duran seçkin mimari eserler bıraktığını kaydetti.
Erdoğan, bu sarayların Osmanlı dünyasının ulaştığı yüksek sanatsal vizyonu yansıttığını ve zaman içinde çeşitli yollarla bir araya getirilen dikkat çekici objeleri barındırmaya devam ettiğini söyledi.
Milli Saraylar Başkanlığı’nın bu tarihi yapıların bakım ve onarımının yanı sıra yeni müzeler açarak, korunan eserleri halkın hizmetine sunduğunu sözlerine ekledi.
Erdoğan, 100’üncü yılında “Uluslararası Sempozyum: Milli Sarayların Yüz Yılı”nın düzenlenmesinde emeği geçenleri tebrik ederek, katılımcı akademisyenlere katkılarından dolayı teşekkür ederek mesajını iyi dileklerle sonlandırdı.
Açılış oturumunda konuşan Milli Saraylar Başkanı Yasin Yıldız Kurumun dünyanın en saygın miras organlarından bazılarıyla birlikte yüzüncü yılını kutlamaktan onur duyduğunu söyledi.
He underlined that the palaces under their care “stand not only as world heritage sites but also as symbols of our shared past,” adding that their duty was to preserve these treasures and ensure they meet both visitors and the global public.
Yasin Yıldız, 24 Kasım 2025’te İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen “Uluslararası Sempozyum: Milli Sarayların Yüzyılı”nda katılımcılara seslendi. (AA Fotoğraf)
Parçalı gözetimden birleşik yönetime
Yıldız, 1924 ve 1925 yıllarının Türkiye’nin kültürel mirası açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu kaydetti.
Ülkede parlamenter sistem benimsendiğinden Topkapı, Dolmabahçe, Beylerbeyi, Yıldız ve Edirne gibi tarihi saraylar ile çeşitli köşk ve köşkler farklı kurumlar arasında paylaştırıldı. Bu yapıların birçoğu müze ve koruma çalışmaları dışında başka amaçlarla da kullanılmış.
Bu parçalı sistem, Ocak 1925’te hem mimari mekanları hem de taşınabilir sanat eserlerini korumak üzere ilk Milli Saraylar Müdürlüğü’nün kurulmasıyla değişmeye başladı. Onlarca yıldır yalnızca kısmi restorasyonlar ve sınırlı ziyaretçi erişimi mümkün oldu.
1983 yılında kurumu saray-müze otoritesi olarak yeniden yapılandıran, restorasyon ve kültürel faaliyet programlarını genişleten mevzuat değişiklikleriyle önemli bir dönüşüm yaşandı.
2018 reformlarıyla şekillenen modern yapı
2018 yılında Milli Saraylar Başkanlığı’nın, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bağımsız bir kültürel miras kurumu haline gelmesiyle birlikte bir gelişme daha yaşandı.
Yıldız, bu yeni yapının, kurumun 1924’ten bu yana ilk kez tüm saray-müze alanlarını tek çatı altında toplamasına olanak sağladığını, mimari koruma, bahçe yönetimi ve koleksiyonların korunması için birleşik bir sistem sağladığını söyledi.
He emphasized that long-standing financial and operational challenges had been overcome, explaining that all restoration projects are now funded through the institution’s own resources rather than the public budget.
Profesör Sadettin Öktem, İstanbul Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen “Uluslararası Sempozyum: Milli Sarayların Yüz Yılı” açılış oturumunda konuşma yapıyor, 24 Kasım 2025. (AA Fotoğraf)
Kimliğin göstergesi olarak miras, küresel değişim
Saray-müze alanlarının sembolik değerine dikkat çeken Yıldız, bu tür yapıların bir zamanlar egemenliğin amblemi olarak hizmet ettiğini ve hâlâ kolektif kimliğin güçlü işaretleri olduğunu söyledi. Koleksiyonlarının olağanüstü sanatsal ve finansal değere sahip olduğunu ve uzun vadeli sürdürülebilirliklerini zorlu ama önemli bir görev haline getirdiğini ekledi.
Birinci akademik oturumun açılış konuşmasını Milli Saraylar Bilim ve Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sadettin Öktem yaptı. Yüzüncü yılın, kurumun bu mekanları ve sanat eserlerini koruma, yorumlama ve sunma misyonu üzerine düşünmek için bir an sunduğunu söyledi.
Öktem, Milli Saraylar’ın hem kendi toplumunu zenginleştirmeyi hem de uluslararası izleyici kitlesini buluşturmayı hedeflediğini belirterek, “Medeniyetlerin açıklık olmadan ayakta kalamayacağını, açıklığın iletişim ve etkileşimle sağlandığını” vurguladı.
Panel oturumlarına üç saray ev sahipliği yapacak
Sempozyum önümüzdeki üç gün boyunca Dolmabahçe, Topkapı ve Yıldız Sarayları’nda düzenlenecek tartışma ve uzman panelleriyle devam edecek ve Türkiye’nin milli saray mirasının tarihi, sanatsal ve idari gelişiminin izini sürecek.


