Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in genişletici politikasının Orta Doğu’nun en büyük sorunu olduğunu ve yaklaşımının arkasında iki temel neden olduğunu söyledi.
Doha merkezli Al Jazeera ve Katar TV ile yaptığı röportajda, “Birincisi, İsrail’in bölgesini daha büyük İsrail kurmak için genişletme hedefi; ikincisi, bölgesel ülkeleri, özellikle komşularını zayıflatma ve parçalama girişimi.” Dedi.
Dışişleri bakanlarının toplantısına katıldıktan sonra, İslam işbirliği-Arap League Ortak Olağanüstü Zirvesi Pazartesi günkü örgütlenmesi için gündem belirlemek üzere geldi.
“Suriye böyle bir ülke.
Fidan, “Esasen İsrail’in bölgesel planı Filistin topraklarının işgaliyle başladı. Zamanla bu konu gelişti. Bugün, sadece Filistin topraklarının veya soykırımın işgali ile ilgili değil, aynı zamanda İsrail’in genişlemesi ile ilgilidir.” Dedi.
Fiddan, dünyayı İsrail’in diğer Arap ve İslam ülkelerini hedefleyen son saldırılarına ve mesleklerine, örneğin en son Doha’ya saldırıya odaklanmaya çağırdı.
Fidan, “Sadece Filistin sorunuyla karşı karşıya değiliz; aynı zamanda İsrail’in genişlemeciliği ile karşı karşıya kalıyoruz. Sorun bu terimlerle tanımlandıktan sonra, Arap ve İslam ülkeleri bu yeni tanımlanan zorluğu ele alan çözümler geliştirmek için birleşmelidir.” Dedi.
İsrail’in Esad döneminden bu yana Suriye’ye yönelik saldırılarına dikkat çeken Fidan, saldırıların “son zamanlarda biraz azalmasına” rağmen, hala devam ediyorlar ve Ankara Suriye’nin güneyindeki son gelişmeleri “özellikle tehlikeli” olarak görüyor.
Yetkili, “Suriye’de bölünme yaratmak için sosyal hata çizgilerinin kışkırtılmasının ne Suriye’ye ne de bölgeye fayda sağlamayacağına inanıyoruz.”
Fidan, bölgesel güvenliğin “daha güçlü ve daha kurumsal vakıflara” yerleştirilmesini istedi ve hiçbir ülkenin başkasının güvenliği için bir tehdit oluşturmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bölgesel egemenlik ve güvenlik çağrısında bulunan Fidan, İsrail’i tamamen bu hedeflere yönelik agresif politikası için eleştirdi.
“Bu nedenle, Arap ülkeleri, İslam ülkeleri ve bir bütün olarak uluslararası toplum sadece bu sorunu tanımlamakla kalmayıp aynı zamanda buna karşı harekete geçmeyi tartışacaktır. Bölgedeki en büyük sorun İsrail genişlemeciliğidir.”
ABD bağları
Tüm Körfez ülkelerinin ve Türkiye’nin Washington ile “iyi ilişkilere” sahip olduğunu belirten Fidan, İsrail politikası nedeniyle Amerikan siyasi sistemini eleştirdi, bu da “diğer tüm bağları geçersiz kılan özel bir istisna” gösterdi.
“Bu, Amerika’nın bölgede etkisi ve durması maliyeti var ve sadece bölgedeki arkadaşları için değil, aynı zamanda ABD’nin kendisi için de zorluklar yarattı.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye, İsrail’in insanlığa karşı suçlarını, sivil kayıpları, genişletici politikası nedeniyle bölgedeki İsrail’in neden olduğu tehditlerin, çöküşün brinkini zorlamaya devam ettiğini ve ABD’den yapılandırın, yapısal sistem içinde yapılandırması gerektiğine dair “çöküşün bilincini” tartışmaya devam ettiğini belirtmek gerekir: aksiyon.”
Arabuluculuk çabaları değerli
Ankara “derinden” Katar’ın arabulucu olarak rolüne değer veriyor ve bunu en başından beri destekledi.
İstihbarat Servisi ve Dışişleri Bakanı başkanı olarak Ankara, Katar ile “yakından” çalıştı ve bunu yapmaya devam edecek, Doha’nın Gazze’de ateşkese ulaşma çabalarını övdü.
“Bu girişimleri şiddetle destekliyoruz. Mısırlı kardeşlerimiz de bu konuda önemli bir rol oynamaktadır. Katar tüm risklere rağmen arabuluculuğuna devam ediyor ve özellikle takdir ettiğim şey, Katar’ın duygusal tepkilerle arabuluculuk rolünü sürdürmenin net bir sinyali verdiği, ancak ummah ve bölgenin çıkarına devam etmesi,” dedi.
İsrail’in Doha’ya yaptığı saldırı üzerindeki “yürekten” başsağlığı dileklerini ifade eden ve beş tanesinin ölümüne neden olan Fidan, Ankara’nın Katar ile dayanışmasını ifade etti.
Fidan, “Türkiye her zaman Katar halkı ile birlikte duruyor. Türkiye ve Katar arasında sarsılmaz bir bağ var ve tıpkı tüm zor zamanlarında Katar tarafından durduğumuz gibi, bir kez daha yanındayız.”
Ankara’nın saldırıyı kınamasını yineleyen Fidan, Ankara’nın Katar ulusuyla sıkı bir şekilde ayakta duran bölgesel ve küresel önlemleri almaya hazır olmasının altını çizdi.