Aİsrail’in Maariv gazetesine göre, Arap medyası ve sosyal platformlardaki aktif varlığıyla tanınan İsrail ordusunun Arapça sözcüsü Vichay Adraee’nin yaklaşık yirmi yıllık hizmetinin ardından emekli olmaya hazırlandığı bildiriliyor.
Onun ayrılışı, İsrail’in Gazze savaşı sırasında tartışmalı iddiaların yayılmasındaki rolü konusundaki tartışmaların yeniden alevlendiği bir dönemde geldi.
Maariv, Adraee’nin askerlik hizmetini sona erdirmeye hazırlandığını bildirdi; bu, Adraee’nin uzun süredir önemli bir figür olduğu İsrail’in medya stratejisinde bir değişimin sinyalini verebilir.
Adraee’nin adı Arap medyasında, özellikle de Filistin medyasında sık sık anılıyor, burada sık sık bölge sakinlerine tahliye uyarıları yapıyor ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği askeri operasyonların özetlerini yayınlıyordu.
Maariv’e göre Adraee, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten sonraki medya stratejisinin bir parçasıydı. Bu stratejide bölge sakinlerini saldırılardan koruma bahanesiyle uyarılarda bulunulması da yer alıyordu..
Ancak saldırıların çoğunun önceden uyarı yapılmadan gerçekleştirildiği ve bunun Gazze’de binlerce Filistinlinin ölümüyle sonuçlandığı bildirildi; bu da bazı Arap haber kuruluşlarının onu yanıltıcı bilgi yaymakla suçlamasına yol açtı.
Arap haberlerine göre Adraee, Gazze Şeridi’nde yaşanan soykırımı meşrulaştıran asılsız iddiaları paylaşmaya devam etti.
Duygusal propaganda yoluyla Arap algılarının yeniden şekillendirilmesi
The Arab Journal for Media and Communication Research’te 2025 yılında yayınlanan bir araştırma, Avichay Adraee’nin Arapça Facebook gönderilerini İsrail dijital propagandasına ilişkin bir örnek olay olarak analiz etti.
Araştırmacılar, Adraee’nin içeriğinin ağırlıklı olarak duygusal çekiciliğe, gerçeklerin seçici sunumuna ve Arap kamuoyunu şekillendirmek için tekrarlara dayandığını buldu.
Sonuçlarına göre, onun gönderileri İsrail ordusunu insanileştirmeye ve onu barışı arayan bir güç olarak göstermeye çalışırken, Arap direniş hareketlerini aşırılıkçı ve mantıksız olarak çerçevelemeye çalışıyordu.
Çalışma, bu tür mesajların Arap dünyasında “kalpleri ve akılları kazanmayı” ve İsrail’in Arapça konuşan toplumlardaki imajını normalleştirmeyi amaçladığını kaydetti.
Adraee’nin El-Şifa hastanesi iddiaları
Bunlar arasında Adraee’nin İsrail güçleri tarafından basılan ve tamamen tahrip edilen El Şifa Hastanesi’nin altında Hamas komuta merkezinin bulunduğu tüneller olduğu iddiası da vardı.
Ancak bu iddialar, Adraee ve İsrail ordusunun sunduğu delillerin, Hamas’ın Gazze’deki El Şifa Hastanesi’ni komuta ve kontrol merkezi olarak kullandığı yönündeki iddiaları doğrulamadığını ortaya koyan bir araştırmayı yayınlayan The Washington Post tarafından yalanlandı.
Washington Post soruşturması ayrıca İsrail ordusunun tespit ettiği Al-Shifa Hastanesi’ndeki beş binadan hiçbirinin tünel ağına doğrudan bağlı olmadığını da açıklığa kavuşturdu..
Gazze’nin eğitim sistemine yönelik suçlamalar
Adraee’nin bu tür iddiaları ilk kez yaymadığı unutulmamalıdır. Daha önce Gazze’nin eğitim sistemini terörizmi, şiddeti ve aşırıcılığı teşvik etmekle suçlayan bir video paylaşmıştı.
“Gazze’deki Hamas aktivisti öğretmenler, terörizmi, şiddeti ve aşırıcılığı Hamas yönetimi altında eğitimin tanımlayıcı özellikleri haline getirerek gelecek nesillere Hamas ideolojisini aşılıyor” dedi.
Adraee’nin, Lübnanlı yetkililerin kınadığı ve kanalın özür dilemesini isteyen bir videoya atıfta bulunarak çocukların şiddet yoluyla yetiştirilmesine karşı olmasına rağmen, çok sayıda araştırma ve rapor İsrailli çocukların beyinlerinin yıkandığını açığa çıkardı.
Misbar’a göre, Mısırlı yazar Ahmed El-Zlatt’ın çalışmasının da aralarında bulunduğu araştırmalar, İsrailli çocuklara ırkçılığın ve Araplara ve Müslümanlara yönelik nefretin nasıl öğretildiğini belgeledi.
UNRWA iddiaları
Savaşın başlangıcından bu yana Avichay Adraee, Hamas’ın Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) tesisleri içinde altyapı inşa ettiği yönündeki suçlamaları ve asılsız iddiaları defalarca yaydı.
Ayrıca bazı UNRWA çalışanlarının Hamas’a bağlı “terörist ajanlar” olduğunu da iddia etti.
Al-Shifa Hastanesi iddialarının aksine, bu iddialar ABD medyası araştırmalarında ele alınmadı, ancak UNRWA’nın da aralarında bulunduğu uluslararası kuruluşlar tarafından yalanlandı.
Çeşitli raporlarda kurum, çalışanlarının 7 Ekim saldırılarına karıştığı yönündeki iddiaları kategorik olarak reddetti.


