Gazze’de ateşkes: Türkiye’nin katılımı ve Jared Kushner’ın yeniden ortaya çıkışı


TGazze’de iki yıldır devam eden insani trajedi, ABD Başkanı Donald J. Trump’ın girişimiyle şimdilik durma noktasına gelmiş gibi görünüyor.

Onun müdahalesi yeni bir aşamanın sinyalini veriyor. Daha önce Trump, müzakere sürecini büyük ölçüde Katarlı ve Mısırlı arabuluculara devrederek gelişmeleri uzaktan izliyordu.

Ancak artık sürecin aktif bir katılımcısı ve daha da önemlisi mimarı haline geldi. Son dönemdeki iki gelişme bu değişimi vurguluyor: Jared Kushner’in Orta Doğu odaklı diplomaside yeniden ortaya çıkması ve Türkiye’nin Gazze merkezli müzakerelere dahil olması.

Türkiye başından beri Gazze’de bir garantör mekanizmasının gerekliliğini vurguladı. Aslında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Profesör Umut Uzer’in yazdığı bir rapor “ başlıklıFilistin İçin Garanti Modeli: Barışa Alternatif Bir YaklaşımTürkiye Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde.

Ankara, böyle bir çerçevenin İsrail ile Filistin arasındaki gerilimin daha ortaya çıkmadan önlenmesine yardımcı olacağını savundu. Ancak İsrail’in Türkiye’yi masadan çıkarma çabaları görüşmelerin erken bozulmasında önemli bir etken oldu. Ancak mevcut durumda Türkiye’nin tutumu doğrulanmıştır.

ABD'li işadamı Jared Kushner (C), 11 Ekim 2025'te İsrail'in Tel Aviv kentindeki Rehineler Meydanı'nda düzenlenen toplantıda eşi Ivanka Trump (sağda) ve ABD özel elçisi Steve Witkoff'un (solda) bakışlarıyla konuşuyor. (AFP Fotoğrafı)

ABD’li işadamı Jared Kushner (C), 11 Ekim 2025’te İsrail’in Tel Aviv kentindeki Rehineler Meydanı’nda düzenlenen toplantıda eşi Ivanka Trump (sağda) ve ABD özel elçisi Steve Witkoff’un (solda) bakışlarıyla konuşuyor. (AFP Fotoğrafı)

Ateşkesin sürdürülebilirliği konusundaki şüpheler anlaşılabilir. Kalıcı barışın sağlanmasına yönelik önceki girişimler başarısız oldu. Bu turlarda Türkiye yoktu ve Trump yönetimi sadece pasif bir rol oynadı. Artık müzakere masası genişledi ve Türkiye’nin istihbarat diplomasisi tam anlamıyla devreye girdi.

Türkiye, 2006 Filistin seçimlerinden bu yana, Filistin merkezli yapıcı bir siyasi gündem geliştirmek amacıyla Hamas’ın siyasi kanadıyla diyaloğunu sürdürüyor.

Ankara, Hamas’ın iç ve operasyonel kararlarına müdahale etmekten kaçınırken, bölgesel anlaşmazlıkların diplomasi yoluyla çözülmesi konusunda sürekli olarak ısrar etti.

Temel tutumu aynı kalıyor: Filistinli siyasi gruplar iç çatışmayı sona erdirmeli ve iki devletli çözüme yönelik somut adımlar atmalı.

Türkiye, Filistin konusunda ilkeli ve istikrarlı duruşunu sürdürüyor. Tüm tarafları sürekli olarak 1967 sınırları içerisinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasına dayalı bir çözüm aramaya çağırıyor.

Ankara bunu bölgesel istikrarın olmazsa olmazı olarak görüyor. Ortadoğu genelinde toplumlar Filistinlilerin acılarını derinden içselleştiriyor ve öfkeleri ulusal liderler üzerinde baskıya dönüşüyor.

İsrail saldırganlığının her yükselişi, daha iddialı ve müdahaleci dış politika taleplerini yoğunlaştırıyor.

ABD elçisi Steve Witkoff'a göre İsrail ordusunun 10 Ekim itibarıyla kuvvetlerini geri çektiği 'sarı çizgiyi' gösteren Gazze Şeridi haritasının yer aldığı infografik, 12 Ekim 2025'te erişildi. (AFP Graphics)

ABD elçisi Steve Witkoff’a göre İsrail ordusunun 10 Ekim itibarıyla kuvvetlerini geri çektiği ‘sarı çizgiyi’ gösteren Gazze Şeridi haritasının yer aldığı infografik, 12 Ekim 2025’te erişildi. (AFP Graphics)

Türkiye, son diplomatik girişimiyle hem bölgesel nüfuzunu pekiştirdi hem de kendi kamuoyunun uzun süredir devam eden bir talebini karşıladı.

Filistin merkezli diplomasi ve insani çabalarda sürekli olarak Türkiye’nin daha belirgin bir rol oynaması yönünde çağrıda bulunan Türk halkı, artık bu talebinin yerine geldiğini görüyor.

Türk dış politikası 2010’lardan bu yana dış eylemlerin iç duyarlılıkla uyumlu hale getirilmesi üzerine kurulu olduğundan bu durum önemlidir.

Diğer önemli gelişme ise Jared Kushner’ın ateşkes sürecindeki önemli rolü oldu.

Göre Wall Street DergisiKushner, herhangi bir resmi hükümet pozisyonuna sahip olmamasına rağmen, Trump yönetiminin Gazze barış girişiminde perde arkası önemli bir figür olarak yeniden ortaya çıktı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Katar’dan özür dilemesine yol açan müzakerelerin merkezinde yer aldı ve 20 maddelik barış çerçevesinin hazırlanmasına bizzat katkıda bulundu.

Yenilenen bu diplomatik etkileşime paralel olarak Kushner, ticari faaliyetlerini Suudi Kamu Yatırım Fonu (PIF) tarafından desteklenen bir yatırım şirketi olan Affinity Partners aracılığıyla sürdürüyor.

Daha geçen hafta firma, Silver Lake ve PIF ile birlikte video oyunu üreticisi Electronic Arts’ı satın almak için rekor kıran 55 milyar dolarlık kaldıraçlı bir satın alma anlaşması imzaladı.

Üstelik Kushner yakın zamanda teknoloji yatırımcısı Elad Gil ve eski Meksika Dışişleri Bakanı Luis Videgaray ile birlikte bir yapay zeka start-up’ı olan Brain Co.’yu kurdu.

Birlikte ele alındığında bu hamleler, Kushner’in yenilenen diplomatik ve mali aktivizminin bölgesel dinamiklerle nasıl kesiştiğini gösteriyor. BAE, Katar ve Suudi Arabistan’daki liderlerle yakın bağları ve Orta Doğu meselelerine olan derin aşinalığı belirleyici oldu.

Onun yeniden dirilişi aynı zamanda MAGA hareketinde hakim olan “Önce Amerika” duruşunun yumuşadığına da işaret ediyor.

Türkiye açısından bu değişim, Kushner’in Ankara’nın bölgesel temelli, ekonomik güdümlü herhangi bir ittifak çerçevesindeki önemini kabul ettiğini gösteriyor. Dolayısıyla Türkiye son ateşkes sürecinde aktif rol üstlendi.

Türkiye’nin Gazze’deki rolünün niteliği artık yoğun bir tartışma konusu.

Görünüşe göre Ankara, Gazze’deki Uluslararası İstikrar Gücü’ne sınırlı bir askeri varlıkla katkıda bulunacak. Bu gelişme, Türkiye’nin Filistin dosyasını şekillendiren en önemli aktörlerden biri olduğunu gösteriyor.

Suriye’nin Ortadoğu politikasında uzun süredir ön planda olduğu bir dönemde, Filistin meselesinin de eklenmesi, özellikle Levant’a doğru yeni bir genişleme anlamına geliyor. Türkiye’nin bölgesel diplomaside artan rolü, Trump’ın çözüm aradığı çatışma ve krizlerde de yeni işlevler açabilir.

Bu bağlamda, Türkiye’nin arabuluculuk rolü Sudan, Etiyopya-Mısır anlaşmazlığı, Irak, İran ve Afganistan gibi çeşitli dosyalarda daha da pekiştirilebilir. Türkiye’nin bir sonraki durağı Lübnan olabilir mi?

12 Ekim 2025 16:39 GMT+03:00

Scroll to Top