
Çin’in Japonya ile diplomatik gerilimi yeni bir seviyeye ulaştı. Pekin, Japonya’dan yapılan tüm deniz ürünleri ithalatına genel bir yasak getirerek Asya’nın en büyük iki ekonomisi arasındaki gerilimi daha da artırdı.
Gerginliğin merkezinde Japonya’nın yeni başbakanı Sanae Takaichi’nin bir yorumu var. Çin’in Tayvan’a saldırısı Japonya’nın varlığını tehdit ederse Tokyo’nun askeri olarak karşılık verebileceğini söyledi.
Pekin yoruma sert tepki gösterdi ve geri çekilmesini talep etti. Sadece bu da değil, Çin vatandaşlarının Japonya’ya seyahat etmeleri engellendi ve bunun da yaklaşık 500.000 uçak biletinin iptal edilmesine yol açtığına inanılıyor. Bu, Japonya’nın turizm sektörüne büyük bir darbe.
Mesele burada bitmiyor.
Daha önce Çin, Fukushima nükleer santralindeki arıtılmış suyu denize salma kararı nedeniyle Japon deniz ürünlerini yasaklamıştı. Yasak yakın zamanda kısmen gevşetildi ancak yeni diplomatik gerginlikler nedeniyle tamamen yeniden uygulamaya konuldu. Pekin, kararın su salınımlarının “daha fazla izlenmesi” yönünde olduğunu söylese de analistler bunu siyasi baskı olarak görüyor.
Bu yasağın sonucunda Japonya ekonomisi büyük bir kayıp yaşayacaktır. Çin pazarı, Japonya’nın toplam deniz ürünleri ihracatının beşte birinden fazlasını oluşturuyor. Ayrıca turizm sektörü ülkenin GSYİH’sının yaklaşık yüzde 7’sini oluşturuyor ve Çinli turistler önemli bir rol oynuyor.
Bu diplomatik soğukluk şimdiden diğer alanlara da sıçradı. İki ülke arasında planlanan akademik ve kültürel etkinlikler, Japon filmlerinin gösterimleri de askıya alındı. Çin’deki popüler Japon yıldızlar bile olası tepkileri önlemek için sosyal medyada ‘Tek Çin’ politikasına destek mesajları yayınlıyor.
Tokyo, Başbakan’ın yorumlarının hükümetin tutumuyla tutarlı olduğunu söyledi. Sonuç olarak bu kriz çok kısa sürede çözülecek gibi görünmüyor.
