Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin düşmanlık karşısında geri çekilmeyeceği konusunda uyardı ve Ankara çatışma istemese de herhangi bir tehdide sıkı sıkıya cevap vereceğini vurguladı.
TGRT ile canlı bir röportajda konuşan Fidan, İsrail’i 1967 sınırlarının ötesinde genişletme ile suçlayarak ve Başbakan Benjamin Netanyahu’nun “Hitler’in deliliğine” benzeterek bölgesel meselelere hitap etti.
Erdoğan’ın “Kılıç çizildikten sonra kalem veya kelimeye gerek yok” dedi Fidan, Türkiye’nin güvenlik doktrininin uzun devlet geleneğinden kaynaklandığını söyledi. “Hedeflenmedikçe düşmanlıkla hareket etmiyoruz, ancak eğer olursak geri çekilmeyeceğiz” dedi.
“Zor bir geçmişimiz vardı, zor bir hediyemiz ve muhtemelen zor bir gelecekle karşılaşacağız” dedi. “Hiçbir düşmanlık bize yönelmediği sürece, medeniyetimiz, devlet geleneğimiz ve kültürümüz herhangi bir siyasi varlığa, gruba veya kişiye karşı düşmanlığı benimsemez. Devlet bizi tehdit etmedikçe başka bir devlet için bir tehdit oluşturmuyoruz. Yanıtlarımız, devlet ya da olmayan tüm aktörlere yöneliktir.
Fidan ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ulusal güvenlik konularında “muazzam duyarlılığını” vurguladı. “Sınırlarımızın ötesinde bir tehdit ortaya çıktığında, oturup bizi buraya vurmasını beklemiyoruz. Sınır boyunca hareket etmeliyiz” dedi.
“Mesajımız açık: bize karşı düşman olmayın,” diye ekledi Fidan. “Düşman olmadığınız sürece kimseye düşman olmayacağız. Kimseyi bir düşman olarak kategorik olarak etiketlemiyoruz. Ama düşmanlık gösterilirse, geri dönmeyeceğiz.”
İsrail’in 1967 sınırlarının ötesine genişlemesini eleştiren Fidan, Filistin’i Müslüman dünyası için jeostratejik bir soruna dönüştüren bir saldırganlık politikası olarak adlandırdı. ABD, İsrail’i durdurmak için en fazla kaldıraça sahipken, Washington’un onu kullanamadığını ve eylemlerini Amerikan değerleriyle çelişen bir ülkeyi savunduğunu da sözlerine ekledi.
“Filistin’deki kan, dünyadaki adaletsizlikleri değiştirmek için zemin hazırlayacak” dedi.
Müslüman ulusları ABD üzerindeki etkilerinden yararlanmaya çağırarak, Arap ülkelerinin Türkiye kadar endişe duyduğunu, ancak kabul edilebilir bir sonuç vermeyen bir çerçevede sıkışıp kaldıklarını vurgulayarak devam etti.
Türkiye, itic ve uluslararası toplumu toplu eylem için harekete geçirmeye çalışıyor.
Filistin davasının birincil destekçisi ve Ekim 2023’ten bu yana binlerce insanın ölümüne yol açan İsrail’in soykırım politikalarının büyük bir rakibi. Müslüman dünyayı, İsrailliler ve Filistinliler arasında kalıcı bir ateşkes için harekete geçirmeye çalıştı ve uluslararası kıvrımlara devam eden bir çözümün anahtarını kabul etmenin savunması. Filistin eyaletini tanımak bu ölçüde esastır ve birkaç Avrupa ülkesi tanınma planlarını açıkladığı için tanınma çağrıları artmıştır. Tanınma hareketlerinin Eylül ayının BM Genel Kurulu’nda gündemde olması muhtemeldir.
Fidan ayrıca dünya çapında Yahudi toplulukları arasında bir bölünme olduğunu ve “vicdanı olanların soykırım olanı” söylediğini söyledi. Başbakan Benjamin Netanyahu’nun politikalarını Hitler ile karşılaştırılabilir bir “tarihsel delilik” e benzetti.
İsrail’in bölgedeki niyetlerine dikkat çeken Fidan, “İsrail iki devletli bir çözümden lehte değil. Şimdi İsrail’in daha fazla toprak, daha fazla işgal peşinde olduğu ve artık sadece Lübnan toprakları, Suriye bölgesi, Suriye bölgesi olduğu için daha da genişliyor, daha da genişliyor.”
Müslüman ülkeler arasında İsrail’i durdurmak için bir mekanizma olup olmadığı soruldu, Fiddan Filistin meselesinin devletlerin artık görmezden gelemeyeceği bir konu haline geldiğini vurguladı. “İsrail şimdi mutlak tecritle karşı karşıya – bir ülke dışında. Ama zihniyeti: ‘Yalnızlık benim için önemli değil. Ben seçilen ulusum. Önemli olan güç.’ Ama her zaman böyle devam etmeyecek ”dedi.