İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki Tair Filsay köyündeki bir evi hedef alan hava saldırısı alanından alevler ve duman çıkıyor, 19 Kasım 2025. (AFP Fotoğrafı)
20 Kasım 2025 19:03 GMT+03:00
Lebanon Başbakanı Nawaf Salam, hükümetinin güney sınırındaki tartışmalı bölgeler konusunda İsrail ile müzakerelere başlamaya hazır olduğunu yineledi ancak İsrail’in şu ana kadar yanıt vermeyi reddettiğini söyledi.
Yorumlar, ateşkes anlaşmasına rağmen İsrail’in beş sınır karakolunda askeri varlığını sürdürmesi nedeniyle Beyrut’ta artan hayal kırıklığının yaşandığı bir dönemde geldi.
Salam’ın belirttiği Bloomberg’le röportaj Başkan Joseph Aoun’un daha önce İsrail’in Güney Lübnan’dan kısmen çekilmesi konusunda diyalog başlatmayı teklif ettiği belirtildi. “Bu benim için bir bilmece. Müzakere istiyorlar, biz hazır olduğumuzu gösterdiğimizde ise randevuyu kabul etmiyorlar.” diyerek konunun ABD’li yetkililerle gündeme getirileceğini kaydetti.
Daha Fazla Okunacak

Gecikmiş geri çekilme, durdurulan silahsızlanma ateşkesi baltalıyor
ABD ve Fransa’nın aracılık ettiği ve Kasım 2024’te yürürlüğe giren ateşkes şartlarına göre, İsrail kuvvetlerinin Ocak 2025’e kadar tamamen geri çekilmesi bekleniyordu. Ancak İsrail, Lübnan sınırı boyunca tepedeki beş mevzi üzerindeki kontrolü elinde tuttu. Lübnan, bu görevlerin insansız hava araçları ve uydu gözetleme çağında hiçbir stratejik avantaj sağlamadığını savunurken, İsrail, bunların Hizbullah’ı izlemek için gerekli olduğunu savunuyor.
Ateşkes yükümlülüklerinin bir parçası olarak Lübnan, Hizbullah’ın elinde bulunanlar da dahil olmak üzere tüm silahların devlet kontrolü altına alınmasına yönelik aşamalı bir plan başlattı. İlk olarak Ağustos ayında hükümet tarafından onaylanan plan, Lübnan Silahlı Kuvvetlerine (LAF) devlet dışı grupları silahsızlandırma ve varlığını güney sınırı boyunca genişletme yetkisi veriyor.
Salam, askerden arındırma sürecinin “yolda” olduğunu doğruladı ancak sınırlı ordu kaynaklarının uygulamayı yavaşlattığını da kabul etti. “Orduya daha fazla insan almamız, onu daha iyi donatmamız ve maaşları artırmamız gerekiyor” dedi.
Erkekler, Lübnan’ın güneyindeki Nabatieh kentine vardıklarında Hizbullah bayrağını sallıyor, 27 Kasım 2024. (AFP Fotoğrafı)
Beyrut, Hizbullah’ın silahsızlandırılması nedeniyle ateşle karşı karşıya
ABD tarafından terör örgütü olarak tanımlanan Hizbullah, hükümetin silahsızlanma girişimini reddetti ve Beyrut’u İsrail’in çıkarlarına hizmet etmekle suçladı. Grup aynı zamanda hükümetin İsrail’le müzakere teklifine de açıkça karşı çıktı ve iki ülke teknik olarak savaş durumunda kaldı.
Ateşkese rağmen, özellikle İsrail’in Lübnan’a düzenlediği hava saldırılarının ardından gerginlikler devam etti. En ölümcül olaylardan biri bu ayın başlarında İsrail’in Lübnan’ın en büyük Filistin mülteci kampına düzenlediği saldırıda 13 kişinin ölmesiyle meydana geldi.
İsrail, Lübnan’ı, özellikle Hizbullah’ın silahsızlandırılması konusunda ateşkes şartlarını tam olarak uygulamamakla suçlamaya devam etti. ABD Özel Elçisi Tom Barrack geçtiğimiz günlerde Lübnan hükümetini eleştirerek, hükümetin felçli ve “yabancı bir terör örgütünün” etkisi altında olduğunu belirtti.
Buna yanıt olarak Salam, ordunun özellikle Suriye sınırı boyunca kaçakçılık rotaları üzerindeki kontrolünün arttığına dikkat çekti ve Hizbullah’ın yeniden silahlandığına dair kanıtları reddetti.
Bütçe kara deliği Lübnan ordusunun yeniden yapılanmasını yavaşlatıyor, IMF yolunu tıkıyor
Lübnan’ın silahsızlanma ve yeniden inşa çabaları, ülkedeki mali kriz nedeniyle ciddi şekilde kısıtlanmaya devam ediyor. 2020’de Eurobond’larda 30 milyar dolarlık temerrüde düştüğünden beri hükümet, çöken para birimi, küçülen ekonomi ve artan borçlarla mücadele ediyor.
Salam, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) desteğini serbest bırakmak amacıyla finans sektöründeki tahmini 80 milyar dolarlık açığı kapatmak için bir yasa taslağının üzerinde çalışıldığını söyledi. Ordunun yeniden inşasına ve modernizasyonunu desteklemek amacıyla Fransa ve Suudi Arabistan ile koordineli olarak bir bağış konferansı planlandığını da belirtti.
Lübnan başbakanı, engellere rağmen bölgesel diplomaside yeni bir sayfa açılması yönündeki umudunu dile getirdi ve Lübnan’ın Orta Doğu’daki potansiyel siyasi ve ekonomik değişimler konusunda “gemiyi” kaçırmayacağına söz verdi.


