Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun 18 Kasım 2025’te Ankara’da bakanlığının 2026 bütçesinin görüşüldüğü oturumunda konuşuyor. (AA Fotoğraf)
19 Kasım 2025 08:41 GMT+03:00
FDışişleri Bakanı Hakan Fidan Salı günü Türkiye’nin, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeye ancak Ermenistan ile Azerbaycan arasında nihai bir barış anlaşması imzalandıktan sonra harekete geçeceği yönündeki tutumunu yeniden doğruladı.
Fidan, bakanlığının 2026 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında milletvekillerine, “Azerbaycan ve Ermenistan nihai barış anlaşmasını imzaladığında, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeye hazır olacağız. Bunu daha önce de beyan etmiştik” dedi.
Ermenistan’ın bölgede barışa bu kadar istekli olmasının en büyük nedeni, Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda bizden bir niyet beyanı görmesidir” diye konuştu.
“Sınırların açılması ve ekonominin canlanması onlar için önemli konular.”
BM 79. Genel Kurulu için New York’ta bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan (sağda), Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ı (solda) New York, ABD’deki Türk Evi’nde kabul etti, 24 Eylül 2024. (AA Fotoğraf)
Fidan, Güney Kafkasya’da donmuş bir çatışmanın kök salmasına izin verilmemesi uyarısında bulunarak, Ermenistan ile bağların vaktinden önce normalleştirilmesinin nihai bir barış anlaşmasına yönelik baskıyı azaltabileceğini söyledi.
“Bu noktada ilişkileri normalleştirirsek, Ermenistan’ın Azerbaycan’la barış anlaşması imzalamasının en büyük gerekçesini ortadan kaldırmış oluruz. Dolayısıyla bölgede çatışmaların donması ihtimaliyle karşı karşıya kalabiliriz. Bunu istemiyoruz” dedi.
Dışişleri bakanı, Ermenistan ve Azerbaycan’ın Washington’da bir anlaşma taslağı başlattıklarını ancak iki önemli sorunun hala çözülmediğini belirtti: Zengezur Koridoru ve Ermenistan anayasasındaki bazı hükümler.
Fidan, bu konuların ele alınması ve Azerbaycan’ın nihai anlaşmayı imzalamasıyla Türkiye’nin de Ermenistan sınırını açmak için harekete geçeceğini ifade etti.
AB ilişkileri ve vize serbestisi
Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerine de değinen Fidan, Türk vatandaşlarına uygulanan vize kısıtlamalarına değinerek, bunun sorumlusunun AB iç politikaları ve göçmen karşıtlığı olduğunu savundu.
“Bloğun uyguladığı vize kısıtlamalarının nedeni, AB içindeki göç meselesinin iç siyasi denklemi çarpıcı biçimde değiştirmesidir” dedi. “Aşırı sağın yükselişini göçmen hareketlerine, özellikle de Müslüman göç hareketlerine ve bazı Müslüman ülkelerden gelen göçlere bağladılar.”
“Artık Avrupalılar modern olduğu için ‘Müslümanları istemiyorum’ diyemiyorlar. Belli ülkelerden açıkça söz edemiyorlar. Bu yüzden bir dizi isimsiz, gizli tedbir uygulayabiliyorlar” diye ekledi.
Fidan, Türkiye’nin bu kısıtlamaları AB’deki meslektaşlarıyla aktif olarak tespit edip ele aldığını söyledi. Vize serbestleşmesinin artık AB-Türkiye ilişkilerini tanımlayan karşılıklı bağımlılığı takip etmesi gerektiğini vurguladı.
“Avrupa bunun farkında ama kimlik politikası nedeniyle Avrupa, Türkiye ile ilişkilerinde bazı konuları askıya aldı” dedi.
He also accused the European Union of demonstrating a determination not to admit a Muslim country, saying, “Europe’s two driving forces—France has demonstrated a clearer determination, while Germany has remained silent on this issue.”
Fidan, Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında sosyal, öğrenci ve iş hareketliliğinin desteklenmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Bu hareketliliği mümkün kılacak tek şey vize serbestisi.”


