“The Other Children” (Öteki Çocuklar), a new belgesel 2016’daki darbe girişiminin ardından hükümetin inanç temelli Gülen hareketine uyguladığı baskıdan ebeveynleri etkilenen Türk çocuklarının acılarına ışık tutan filmin ilk gösterimi Pazar günü YouTube’da yapıldı.
Belgesel, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ebeveynleri hapsedilen veya zulümden korunmak için saklanmak zorunda bırakılan çocukların karşılaştığı zorlukları vurguluyor. Bu dönemde ölen üç çocuğun hayatını anlatan belgeselde, diğer 10 çocuğun anlatımlarına da yer verilerek, ebeveynlerinin hapsedilmesi, maddi sıkıntılar, sosyal dışlanma ve uzun süreli psikolojik sıkıntıların yarattığı travma anlatılıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aralık 2013’teki yolsuzluk soruşturmalarının kendisinin yanı sıra ailesinden ve yakın çevresinden bazı kişilerin de dahil olduğu, merhum din adamı Fethullah Gülen’den ilham alan Gülen hareketinin takipçilerini hedef alıyor.
Soruşturmaları Gülenci darbe ve hükümetine yönelik komplo olarak değerlendiren Erdoğan, hareket mensuplarını hedef almaya başladı. Mayıs 2016’da hareketi terör örgütü olarak tanımladı ve aynı yılın Temmuz ayında Gülen’i planlayıcı olmakla suçladığı başarısız darbe girişiminin ardından hareket üzerindeki baskıyı yoğunlaştırdı.
ABD merkezli insan hakları grubu Sessiz Türkiye’nin Savunucuları (AST) tarafından hazırlanan belgeselde, baskılar sırasında, bazı durumlarda ebeveynleriyle birlikte Türkiye’den kaçma girişimleri sırasında veya hastalık nedeniyle 21’i bebek olmak üzere 86 çocuğun öldüğü belirtiliyor. Ayrıca 3.000’den fazla kişinin çocukluklarının bir kısmını anneleriyle birlikte parmaklıklar ardında geçirdiğini, binlerce kişinin ise baskılar nedeniyle aileleriyle birlikte ülkeden kaçtığını belirtiyor.
Bir çocuk şunları anlatıyor: “Babam üç yıl boyunca saklanmak zorunda kaldı. “Çilesinin son yılında annem beş ay cezaevinde kaldı.”
Bir başkası şöyle anımsıyor: “Annemin 10 yıl hapiste kalacağını duydum. O zamanlar 9 yaşındaydım ve 19 yaşımdayken annem nihayet serbest bırakıldığında hayatın nasıl olacağını merak ediyordum.”
Belgeselde, darbe sonrası OHAL döneminde pasaportları iptal edilen çocukların, aileleriyle birlikte Meriç Nehri’ni geçerek Yunanistan’a geçmek için canlarını tehlikeye atan çocukların hikâyeleri de anlatılıyor.
Bir çocuk, “Türkiye’de kalsaydık babam yakalanabilirdi” diye anımsıyor. “Yakalanmış olsaydı ona işkence yapabilirlerdi ve sonrasında 10 yıl hapiste kalabilirdi. Biz böyle bir şeyin olmasını istemediğimiz için kaçtık.”
2016’daki başarısız darbe girişiminin ardından Türk hükümeti, 19 Temmuz 2018’e kadar yürürlükte kalacak olağanüstü hal ilan etti. Olağanüstü hal sırasında Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), bir dizi kararname yayınlayarak darbeyle mücadele bahanesiyle devlet kurumlarında tasfiye gerçekleştirdi. 4.156’sı hakim ve savcı olmak üzere 130.000’den fazla kamu görevlisi ve 24.000’den fazla silahlı kuvvetler mensubu, ne adli ne de meclis incelemesine tabi olmayan olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerle “terör örgütlerine” üye oldukları veya bunlarla ilişkileri olduğu iddiasıyla derhal görevlerinden uzaklaştırıldı.
Eski kamu görevlileri sadece işlerinden atılmakla kalmadı, aynı zamanda yeniden kamu sektöründe çalışmaları ya da yurt dışında iş aramak için pasaport almaları da yasaklandı.
Adalet Bakanlığı’nın son rakamlarına göre 126 binden fazla kişi gözaltına alındı mahkum 2016’dan bu yana hareketle bağlantılı olduğu iddiası nedeniyle 11.085 kişi hâlâ hapiste. 24.000’den fazla kişi hakkında yasal işlemler devam ederken, yaklaşık on yıl sonra 58.000 kişi hakkında da aktif soruşturma devam ediyor.
Belgeselde ayrıca babasını görmek için cezaevi ziyaretinden dönerken trafik kazasında hayatını kaybeden Betül Civelek’in; Ahmet Burhan Ataç8 yaşında kemik kanserinden ölen; ve 12 yaşında beyin kanserinden hayatını kaybeden Furkan Dizdar. Devletin ailelerine uyguladığı seyahat yasağı nedeniyle ne Ataç ne de Dizdar yurt dışında tedavi göremedi.
Türkiye’de darbe sonrası tasfiyelerin ardından yaşananlar hatırı sayılır bir boyuta ulaştı. çocuklara zarar. Stockholm Özgürlük Merkezi (SCF) daha önce bu sorunları raporunda belgelemişti: “Unutulan Kurbanlar: Türkiye’nin Darbe Sonrası Tasfiyesinin ÇocuklarıTürkiye’de darbe sonrası benzeri görülmemiş tasfiyelerin hedefinde olan ailelerin çocuklarının maruz kaldığı zulmü, sosyal dışlanmayı ve psikolojik travmayı inceliyor.
