İmamoğlu iddianamesinde 4 gazeteci suç örgütüne yardımla suçlanıyor


Sözcü gazetesinin Salı günü haberine göre, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 bin 430 yıla kadar hapis cezası verilmesini isteyen iddianamede, dört Türk gazeteci suç örgütüne yardım etmek ve kamuoyuna yalan haber yaymakla suçlanıyor.

Yaklaşık 4 bin sayfalık iddianamede, 19 Mart’ta gözaltına alınan ve dört gün sonra hapse atılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın asıl siyasi rakibi hedef alınıyor. İmamoğlu’nu suç örgütü yönetme, rüşvet, zimmete para geçirme, kara para aklama, gasp ve ihaleye fesat karıştırma gibi suçlarla itham ediyor.

İddianamede 105’i tutuklu 402 şüpheli yer alıyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ayrıca Medyascope Genel Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır; Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanlığı Kampanya Ofisi Medya Danışmanı Yavuz Oğhan; Bizim TV Genel Yayın Yönetmeni Şaban Sevinç; ve OdaTV kurucusu Soner Yalçın’ı “suç örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek” ve “kamuoyuna yanıltıcı bilgi yaymak” suçlamasıyla suçladılar.

Savcılar, gazetecilerin olumlu haber ve yorumlar yoluyla “İmamoğlu kâr amaçlı suç örgütü” olarak tanımladıkları örgütün tanıtımına yardımcı olduklarını iddia ediyor.

Belgede, tutuklu bulunan İmamoğlu danışmanları Emrah Bağdatlı ve Murat Ongun’la “mali bağ ve işbirliği” iddiasını öne süren gizli tanığın ifadesine yer veriliyor.

İddianamede, “Örgüt ve bağlı kuruluşları halkla ilişkiler amacıyla planlı ve koordineli medya içeriği üretti” denildi. “Bu bağlamda Şaban Sevinç, Yavuz Oğhan, Ruşen Çakır ve Soner Yalçın’ın eylemleri örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek yardım etme suçunu teşkil etmektedir.”

Dört gazeteci de iddiaları reddetti.

Çakır, Bağdatlı’yı tanımadığını ve “hiçbir zaman para alışverişi yapılmadığını” söylerken, Oğhan ise suçlamaları “tamamen asılsız” olarak nitelendirerek, “Ongun’dan herhangi bir maddi destek sağlanmadığını” söyledi. Sevinç, sosyal medyadaki yorumlarının sadece kişisel mesleki yargıyı yansıttığını söylerken, Yalçın ise iddiaları iftira olarak reddederek, “Hayatımda bu kadar onursuz bir gazetecilik yapmadım.”

Geçen hafta aynı soruşturma kapsamında aynı grup gazeteci ve diğer iki gazeteci sorguya çağrılmıştı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Şube Müdürlüğü’nde sorgulanan şüpheliler, daha sonra yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakıldı.

Hangi belirli makalelerin, programların veya sosyal medya gönderilerinin inceleme altında olduğu belirtilmedi. Gazetecilerin avukatları, davanın büyük ölçüde isimsiz tanık ifadelerine ve gazetecileri İmamoğlu’nun ekibine bağlayan siyasi amaçlı iddialara dayandığını söyledi.

İddianame, gözlemcilerin CHP ve bağlı kuruluşlarını hedef alan benzeri görülmemiş bir yargı kampanyası olarak tanımladığı süreçte yeni bir aşamaya işaret ediyor.

İmamoğlu’nun Mart ayında yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanması ülke çapında protestoları tetikledi ve bunu o zamandan beri onlarca muhalif belediye başkanı, belediye çalışanı ve gazetecinin tutuklanması izledi.

CHP’nin Ekim ayı sonunda yayınladığı rapora göre, Mart 2024 yerel seçimlerindeki ezici zaferden bu yana partili 16 belediye başkanı hapse atıldı ve 13 belediye de hükümetin atadığı kayyımlara verildi. Parti, devam eden soruşturmaları seçim kazanımlarını tersine çevirmeyi amaçlayan bir “yargı darbesi” olarak tanımlıyor.

Hükümet, tüm soruşturmaların yasalara uygun olarak yürütüldüğünü söyleyerek siyasi motivasyonu reddediyor.

Scroll to Top