Niğde’deki kaynak suyuyla dolu ve şu anda kazı çalışmaları devam eden Roma Havuzu, antik şifa tapınağı olarak kullanıldığını ortaya koyuyor, 7 Kasım 2025. (IHA Fotoğrafı)
08 Kasım 2025 02:45 GMT+03:00
ATürkiye’nin merkezinde, Niğde’nin Bor ilçesine bağlı bir yerleşim yeri olan Bahçeli’de yapılan arkeolojik kazılar, uzun süredir yalnızca kentsel su temin sisteminin bir parçası olarak hizmet ettiğine inanılan, Roma döneminden kalma ünlü havuz anlayışını yeniden şekillendirdi. Yeni bulgular, MS 2. yüzyılda inşa edilen yapının, antik Yunan-Roma tıp tanrısı Asklepios’a adanmış bir şifa ve ritüel merkezi olarak işlev gördüğünü gösteriyor.
Proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras” projesi kapsamında, Aksaray Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Doğanay liderliğinde yürütülüyor. İmparator Trajan ve Hadrianus döneminde inşa edilen Roma Havuzu, geleneksel olarak kente içme suyu sağlayan işlevsel bir unsur olarak anlaşıldı. Tyana antik kenti. Ancak 2025 yılında gerçekleştirilen kazılar bu yorumu derinden genişletti.
Roma Havuzu kazılarından elde edilen arkeolojik buluntular, aralarında şifa tanrısı Asklepios’la ilişkilendirilen kutsal yılan motifinin yer aldığı, yeni ortaya çıkarılan oyma sunak, yazıt ve heykel parçalarının da aralarında bulunduğu, çalışma için sergileniyor, 7 Kasım 2025. (İHA Fotoğrafı)
Şifa ve ritüel uygulamalarla bağlantılı bir site
Profesör Doğanay, ekibin uzayan kazı sezonunun yeni mimari ve ritüel kanıtlar ortaya çıkardığını kaydetti. Havuzun sadece hidrolik bir yapı olmadığını, su bazlı şifa uygulamalarının yapıldığı bir alan olduğunu anlattı.
Doğanay’a göre en önemli keşiflerden biri antik çağda tıp ve terapi tanrısı olarak kabul edilen Asklepios’a adanan bir sunaktı. Antik tıp kültlerinde gençleşmeyi ve iyileşmeyi simgeleyen yılan motifleriyle süslenmiş sunak, yılan tasvirlerinin yer aldığı ek heykel parçalarıyla birlikte bulundu.
Bu buluntular, havuzun doğu tarafında ortaya çıkarılan mimari kalıntılarla birleştiğinde Asklepios’a adanmış bir kutsal alan veya tapınak kompleksinin varlığına işaret etmektedir. Doğanay, bölgeyi “bir zamanlar kutsal su içeren şifa ritüellerinin gerçekleştiği bir yer” olarak tanımlayarak burayı antik dünyada bir tedavi noktası olarak nitelendirdi.
Yapıyı Roma imparatorları Marcus Aurelius ve Commodus’un saltanatına bağlayan, bölgede keşfedilen yazıtın yakından görünümü, 7 Kasım 2025. (IHA Fotoğrafı)
Yazıtlar imparatorluk himayesini ortaya koyuyor
Yeni ortaya çıkarılan bir yazıt da sitenin inşaat tarihine açıklık getirdi. Metin, Roma imparatorları Marcus Aurelius ve Commodus’a atıfta bulunarak yapının ya yaptırıldığını ya da onlara adandığını doğruluyor. Bu yazıt, inşaat zaman çizelgesini MS 177 ile 180 arasına kadar daraltıyor ve mimari faaliyetin tanımlanmış üç yıllık bir aşamasını işaret ediyor.
Türkiye’nin merkezi Niğde’nin Bor ilçesindeki Tyana antik kenti yakınında bulunan Roma Havuzu kompleksinin havadan görünümü, 7 Kasım 2025. (IHA Fotoğrafı)
Niğde ve Kapadokya arkeolojisi açısından önemi
Doğanay, bulguların sadece Niğde tarihi açısından değil, Kapadokya bölgesinin daha geniş arkeolojik mirası açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı.
Roma Havuzu’nda yaklaşık 80 yıldır bu seviyede kazı yapılmamıştı ve son araştırmalar, alanın yalnızca bir mühendislik başarısı olmaktan ziyade bir şifa kompleksi olarak işlev gördüğünün ilk bilimsel onayını sağlıyor.
Kazı ekibinin Roma Havuzu alanından çıkan eserleri incelemesi ve belgelemesi, 7 Kasım 2025. (İHA Fotoğrafı)
Genişletilmiş kazı ve turizm erişimine yönelik planlar
Çalışmaların 2026’da devam etmesi bekleniyor. Ekip, çevredeki mimari kompleksin ek bölümlerini açığa çıkarmayı ve alanı kontrollü halkın ziyaretine hazırlamayı planlıyor.
Doğanay, antik şifa tapınaklarının tarihsel olarak çok ziyaret edilen, adak ve adakların rutin olarak bırakıldığı hac merkezleri olduğunu belirtti. Bu nedenle kazı ekibi, keşifler genişledikçe daha fazla keşif yapılmasını öngörüyor.


